Merhabalar sevgili okuyucularım, her ne kadar olmasanız da bir şeyler karalamak istedim zaten okuyan da olmayacağı için rahatça içimi dökeceğim. Belki birileri de benzer hayatları yaşıyordur bilmiyorum gerçi çok da önemi yok açıkçası umrumda değil artık.

Konuya nereden nasıl gireyim bilmiyorum konu da yok ortada sadece sadece 2018 yılından sonraki çöküş dönemi ve hiç bitmeyecek gibi her geçen gün dibe vuruşun hikayesi işte. Uzun zamandır sağlam bir yazı yazmadığım için baya körelmişim sevgili okuyucum 🙂 beni biraz idare et lütfen…

Başlıca değinmek istediğim 3 – 5 konu var sırayla başlıklar halinde anlatmaya çalışayım.

İnsanı ne hayatta tutar ?

İnsanı bence yaşam mücadelesi vermeye iten şeyler hayatta tutar bu herkes için farklıdır, birilerini sevdiği – sevdikleri, birilerini para, birilerini inancı, birileri ise benim gibi sadece öleceği günü bekler. Sabırsızlıkla…

Sevdiği sevildiği için yaşayanlar kısmında hiç bir zaman olmadığım için bu konuda ne kadar yazsam da gerçekleri yansıtmayacağını biliyorum, ne sevenimiz oldu ne sevdiğimiz bizi sevdi. Balotelli’nin şu meşhur sözü varya “Parasız erkeği sadece annesi sever” acaba bu kısımda mıyım onu da bilmiyorum 🙂

Hayatımın hiç bir döneminde paraya ulaşamadım her tamam işte şimdi kazandım dediğimde Tanrının hep bir son sözü oldu benim için “Dur bakalım, daha çok erken” bu yüzden 30 yaşındayım şu an itibarı ile Dünya üzerinde bir varlığım yok maddi olarak hani eskilerin deyimi ile; Bir dikili ağacım bile yok o derece. Hani inanın bana ne ev ne araba ne mülk hiç bir bokum yok, zaten öyle hedeflerim de hiç olmadı bunları hayal edecek param da olmadığı için gerek de duymadım, boşuna hayal kırıklığı yaşamaya gerek yok. Bir motosiklet sevdasıdır tutturdum aldım bir ufak KTM Duke 250 kafama göre takılıyorum, zaten her günüm diğerinden kötü olduğu için sadece motosiklet üstünde kafa dağıtıyorum gerçekleri düşünmeden sadece yol rüzgar ve ben gidiyorum, bazen nereye gideceğimi bilmeden sadece çıkıyorum evden sadece gitmek için….

Yaşıtlarım sanki yıllarca yaşayacak hiç ölmeyecek gibi dünya malı ev araba mekan peşinde koşup Sagopa’nın deyimi ile; “Ömrü servet peşinde harcayanda gördüm fakirliğin özünü” işte bu hayatı bu bakış açısına çok uzaktım her zaman da öyle olacağım galiba. Bugün kazandığımı bugün harcarım yarın mı ? zaten daha kötüye gidecek, onu da yarın düşünürüm diyerek gelecek planı yapmadım yapamıyorum yapmıyorum. Bunu yapmaya zorlayacak hiç bir şeyim yok, Bakmam gereken eşim sevgilim 2 çocuğum vs 🙂 …

Tanıdığım insanlar var para harcarım diye yemek yemeyen, yarın parasız kalırım diye bugün aç gezen, yarın param olmaz diye bugün kıyafet almayan… Peki ya yarın hiç olmazsa ? o sakladığın harcamaya koktuğun para seni yarın hayatta tutacak mı ? ? ? İnanın bilmiyorum onların adına konuşmakta istemiyorum, benim yaşam tarzıma uygun değil.

Konuyu diğer içeriğe bağlayacak olursak Böyle fakir fukara gelecek planı olmayan hayatı günlük, anlık yaşayan bir insan olunca ne sevgilim oluyor ne ciddi düşündüğüm, düşüneceğim bir kız arkadaş, Zaten tanıştığım ve kafa yapımı öğrenince hemen araya giren soğukluktan anlaşılıyor, Seni arkadaşım olarak görüyorum, İyi insansın benden iyisini bulursun gibi cümleler 🙂 sorun etmiyorum zaten sorun etsem de pek bir boka yaramayacağını biliyorum.

Aşk hayatım yok mu olmayacak mı ? İnanın bilmiyorum, aslında vardı konuştuğum iyi insanlar ama üstteki yaşam tarzımı kabul etmezler bende bir gelecek vaad edemiyorum onlar da haklı tabi kim sever parasız erkeği 🙂

Bir kız vardı çok beğendiğim, uzun bir süre konuştuk, cesaret edip açılamadım daha cesaretli olan birileri geldi aldı elimden, sonra tekrar boşa düştü işte şimdi olur dedim bu sefer de kız daha önce neden söylemedin diye reddetti 🙂 aylar sonra tekrar cesaretimi toplayıp gittim konuştum bunda da kızın görüştüğü biri olduğunu öğrendim 🙂 Heheheh Hiç yazarken aklıma geldi yine komik bir durum gibi sanki. Aaa bak unutmadan ekleyeyim bu paragrafı kapatmadan, Yukarda bhsettim ya geleceğim yok, dikili ağacım yok, (Evet işte bu sevgili kız arkadaşımızın görüştüğü hatta evleneceği demek daha doğru olur, bu çocuğun her şeyi var, ev – araba- ve maddi herşey. Şimdi kızın yerinde olsanız beni mi seçersiniz onu mu ? seni mi diyorsun ? siktir git lan yer mi anadolu çocuğu…)

Neyse konuyu uzatmayalım, Sevdiğim değer verdiğim Arkadaşım olarak samimi görüştüğüm insan hala görüşürüz. Benim için konu kapandı Artık hiç bir koşulda arkadaşlıktan öteye gitmez, gidemez bizimki. Hani bir şarkıda diyor ya “Başka bir evrende en güzel halinle….” o misal, belki başka bir evrende.

Aşk hayatımın özeti de bu sanırım diğer görüştüğüm herkesi tek tek anlatmaya gerek yok saçma sapan detaylar, Aldatma hikayeleri desen var, terkedilmeler var, benimle konuşurken başkasıyla kaçıp evlenmeler var neler var neler. Aşk acısının en kralını yaşadık çok şükür 🙂

Diğer konu; Yaşam mücadelesinde beni hayatta tutan inancım mı ? Evet kısmen öyle diyebiliriz, çünkü uzun bir süre Dini inancımı tam manasıyla yaşayan bir insan değildim şu anda da tam olarak 4x4lük yaşadığımı söylemek doğru olmaz hatalıyız insanoğluyuz sonuçta ama elimden geldiği kadar Müslümanlığın temellerini yaşamaya çalışıyorum, ne kadar doğru yaptığım konusunda ise pek bilgim yok ölünce göreceğiz artık cehennemde karşılaşırsak hatırlatın bu yazıyı, Cennette karşılaşırsak da aynı şekilde 🙂

Aile hayatımı anlatmak için aslında bir çok sebebim var pek mükemmel değil ama okurken (Siktir lan bu kadar da olur mu ? diyeceğiniz her şey olduğu için yazmaya gerek yok. ) Anne babamı sverim o kadar yeterli 🙂

Bunları yazarken Bu saatte arayıp halimi hatrımı soran sevgili Leyla ablam biraz kafamı karıştırdı neler yazacağımı unuttuğum için satırlarıma devam etmekte zorlanıyorum 🙂 Leyla Abla dediğim insan aileden olmasa da artık çocuğu gibi olduk 🙂 ne zaman acıksam gider yanına yemeğimi yerim bir de tartışırız fırçalar beni gönderir sağolsun 🙂 (Eski patronumun eşidir kendileri)

İş hayatından bahsedeyim birazda, Tanıyanlar bilir uzun yıllar Web Hosting sektöründe büyük güzel işler yaptım, 2018 yılında bu dolar faciası ile batınca sektör değiştirmek zorunda kalıp (tamamen mecburi) Marangozluk yapıyorum (Leyla ablanın eşi Ali abi sağolsun o zaman aç sefil halimi görüp yanına almıştı beni 🙂 şu anda bildiğim herşeyi ona borçluyum sağolsun onun sayesinde 3 5 kazanıp yiyoruz şimdilerde….)

Tabi ki bunda da gelecek planım olmadığı için herhangi bir yere bağlı çalışmıyor şahsen iş yapıyorum bazen diğer marangozların yanına gidiyorum çırak olarak 🙂 halimden memnunum şikayet edemem….

Bu yazıyı yazarken aklıma geldi bir süre önce yine böyle karamsar bir ruh halindeyken de böyle bir yazı yazmıştım belki ona da bakmak istersen şöyle bırakayım: Anlaşılamadan ciklet oldum

Yine üstad sagopanın dediği gibi, “Sade evde yüzüm asık, dışarda sempatik takıldım” sözün güzelliği o kadar muhteşem ki bu adam bunu söylerken acaba benim gibi bir hayat mı yaşıyordu ? neyse çok önemli değil. Her ne kadar yüzüm gülse de içerde kopan fırtınadan kimsenin haberi olmayacak, olmuyor da zaten……

Hayatımda iyiye giden şeyler hiç mi olmuyor ? evet arkadaşlar sevgili dostlar, İyiye giden hiç bir şey olmuyor şaka yapmıyorum hatta bunu da şöyle bir video ile bırakayım beni en iyi anlatan cümleyi Kuzey söylemişti;

Aslında anlatacaklarım o kadar uzun şeyler var ki ne yazacak halim, ne yazacak ne anlatsam anlayacak insanlar var. Bunları da yazıyorum sadece içimi rahatlatmak için sadece kendim için….

Kısacası özetlemek gerekirse dostlar, 30 yıllık hayat böyle piç edilirmiş, geriye dönüp bakınca keşkelerle dolu bir 30 yıl.

Pişmanlıklar, üzüntüler, acı tecrübeler, vs vs vs….